Birçoğumuz sadece sıradan insanlar olduğumuza inanma eğilimindeyiz, ancak durum bu değil. Gerçekte hepimiz birer mucizeyiz. Benzersizliğimiz, kendi deneyimlerimiz, güçlü yönlerimiz ve yeteneklerimizde yatmaktadır. Vücudumuz, bizi hayatta tutmak için sorunsuz bir şekilde birlikte çalışan trilyonlarca hücre ile inanılmaz derecede karmaşıktır. Beynimiz yaratıcılık, problem çözme ve yenilik için inanılmaz bir potansiyele sahiptir. Çok çeşitli duyguları hissetme, başkalarıyla derin bağlar kurma ve dünyayı kendimize özgü şekillerde deneyimleme yeteneğine sahibiz.

​

Bunları kabul ettiğimizde, hepimizin başlı başına birer mucize olduğumuz anlaşılır. Bireyselliğimizle gurur duymalı ve bizi biz yapan harika şeyleri kutlamalıyız. Duygularımızı yakınlarımızla paylaşmayı tercih ederken, hatalar da yapabilir veya yanlış yolu seçebiliriz. Bu deneyimler, değerli deneyimler kazanmamızı ve ruhumuzu güçlendirmemizi sağlayan hediyelerdir. Hatalarımız üzerinde durmak yerine, onlardan çıkarabileceğimiz derslere odaklanmalıyız.

​

Pozitif düşünmeyi ve sevginin gücünü benimseyerek hak ettiğimiz şeyleri elde edebiliriz. Dünyayı değiştirebilecek peygamberler olmayabiliriz, ancak içimizde yeni fikirleri ateşleme ve topluluklarımız ve dünya üzerinde olumlu bir etki yaratma gücü var. Hem kişisel gelişimimizin hem de hayatta karşılaştığımız koşulların anahtarı budur. Ne istediğimize odaklanırsak, gerisini evren halleder.